Her yıl 30 Mart'ta kutladığımız Yumurta Bayramı'nı bu sene de kutlayarak geleneği bozmadık. Kimi alışveriş yaptı, kimi yemek yedi, kimi oyunlar oynandı kimisi de izlemeyi tercih etti. Ancak yıllardır yapılan Yumurta Bayramı hiç gelişmeden ve geliştirilmeden vasat bir şekilde kutlamaya devam ediyor. Büyük bir coşkuyla kutlayabileceğimiz bölgemize has olan bu bayram, alışveriş yapmak için düzenlenen içi boş bir Pazar'dan öte gidemiyor maalesef.

Arsuz hazır ilçe olmuşken ve ilimiz hazır Büyükşehir statüsü kazanmışken yıllarca kutlanan böyle geleneksel bir bayramın bir Pazar gibi kutlanıyor olması en çokta kendi bölgemizi etkiliyor. Günün önemine uygun tek stantın yer aldığı Bahar Şenliği (!) olarak adlandırılan bayramda Arsuz Turizm ve Kültür Derneği tarafından yaşatılmaya çalışan geleneksel yumurta tokuşturma etkinliğine katılım oldukça fazla idi. Kısıtlı imkanlarla beraber gerçekleşen etkinliği organize eden ve kendi imkanlarıyla bu geleneği sürdürmeye çalışan dernek üyelerine teşekkür etmek lazım Arsuz adına Şimdi geri dönelim bayrama.

Sahi bayramdan anladığımız neydi... Sadece alışveriş mi yoksa diğer değerler miydi? Değerler derken neyi kastediyoruz? Mesela HBB Başkanı Lütfü Savaş'ın Başkanlığını yaptığı ABA Yağlı Güreş Takımı bir gösteri turnuvası yapabilir miyidi?

Mesela yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı etkinlikte Arsuz Belediyesi, bölgenin turistik yerlerini marketler halinde tanıtamaz mıydı?

Mesela çoçukların ve gençlerin yer aldığı yarışmalar, turnuvalar düzenlenebilir, günün anlam ve önemi geçmişte kendi kültürümüze ait oyunlarla, davullar zurnalar eşliğinde yapılabilirdi aslında. Etkinliğe renk katmak için sanatçıların davet edilerek mini bir konser yapılması sağlanamaz mıydı?

Bölgemizin çok değerli yeraltı kaynakları yok, sanayisi gelişmiş inanılmaz bir şehir de değiliz ama bacasız sanayi ile bunların yapılması mümkün. Çünkü bizim 30 Mart ve 14 Nisan gibi gelenekselleşmiş çok önemli ve sahip çıkılması gereken iki önemli ve turistik değer taşıyan etkinliklerimiz var. Bölgemizin kalkınması, bir turizm şehri olmamız için böyle etkinlikleri çok iyi kullanmalıyız. Hem şehrimize hem de insanımıza ekonomik ve kültürel olarak büyük katkılar sunacak bu etkinliklerden faydalanmalıyız. Öyle bir seviyeye ulaştırmalıyız ki bırakın İstanbul, Ankara, İzmir'i Rusya, Almanya, Yunanistan, İtalya gibi ülkelerden de bu bayramı gelip görmek isteyecek şekle getirmeliyiz. Bölgedeki insanımız için Akçalı yolunun asfaltlanması yetmez. İnsanımıza da kazandıracak çalışmalar içinde yürümeli herşey. Ortak akıl ve İşin ehli insanlarla, doğru planlama ve organizasyonla, başarılı bir tanıtımla bunları yapmak mümkün.