Babamdan dinlediğim şiir beni çok etkiler yazarını bilemiyorum. Şiir çok güzel .
Tanrı Yaratmıyordu Adem yalvarmasaydı
Biz Cennete yaşardık kadınlar olmasaydı
Şeker Olurdu Tatsız Elmas Kalırdı Adsız
Gezerdik Hep Suratsız Kadınlar Olmasaydı
Şopen Çalmazdı Aşkı Nedim Mahsun Yaşardı
Ne Denizler Taşardı
Ne Gözyaşı akardı
Kadınlar Olmasaydı
19 yy. Kadın hareketleri konusunda yoğun çalışmaların olduğu ,önemli gelişmelerin sağlandığı bir cağ oldu. Bugün gelişmiş olduğunu kabul ettiğimiz bir çok ülkede kadınlar siyasal yaşamdaki yerini Türk kadınlarından sonra elde etmişlerdir. 3 Nisan 1930 belediye yasası, 26 Ekim 1933 köy yasası kabul edilmiştir. 5 aralık 1934 anayasa değişikliği ile kadınlara yerel ve ulusal seçimlerde seçme ve seçilme hakları verilmiştir. 5 Mart 1935’ te açılan 5. Dönem T.B.M.M de aralarında Satı Kadının da yer aldığı tam 18 kadın millet vekili yer almıştır. Bu günkü meclise baktığımızda bu rakamları göremiyoruz. Bu bizleri cumhuriyetin ilk yıllarında ki aydınlanma hareketlerinin süreci konusunda düşünmemize nedendir. 1924 Yılında öğrenim birliği yasasının kabulü ile kadınların ve erkeklerin aynı fakültelerde okuma hakkı verildi. İlk kadın hukukçumuz Sayın Süreyya AĞAOĞLU ‘nu bize kazandırmıştır.
Dünyada kadın günü ise Danimarka’da 1910 yılında düzenlenen kadınlar toplantısında 8 Mart 1957 yılında ölen kadınlar anısına 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ olarak kutlanması önerisi oy birliği ile kabul edili.
8 Mart 1957 yılında yaşanan bu olay neydi? Amerika’nın Newyork kentinde tekstil sektöründe 40 bin dokuma işçisi daha iyi koşullarda yaşamak için grev yaparlar. İşverenlerin bu greve karşı tepkileri çok sert olur. Grevin yayılmasını önlemek için kadın işçileri fabrika binasına kilitlerler. Bu sırada fabrikada yangın çıkar, çıkan yangında fabrikada ki kadınların çoğu yanarak can verir. 129 kadın işçinin yanarak can vermesi ülkede ve dünyada büyük tepkilere yol açar , cenaze törenlerine 10 binlerce kişi katılır. Bu olay hiçbir zaman unutulmaz.
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.