Alevilik Türkiye de sünnilik mezhebinden sonra en fazla nüfusa sahip ikinci inanç sistemidir. Önce Allah sonra Muhammed ve Ali'nin kutsallığını kalbinde hisseden, temelinde insan sevgisi bulunan, hiçbir din ayırt etmeksizin her mezhebe inanca saygı duyan hoşgörü ile yaklaşan 72 millete bir gözle bakan karanlığı kovan, ışığa koşan yolu kuran-i kerim olan edep ve ahlak anlayışını yaşamın temeline oturtturan bir inançtır.
Her şeyden önce Alevi inancına mensup bir ailenin evladı olmaktan büyük bir onur duyduğumu belirtmek isterim. Uzun yıllar boyunca bastırılmış, sindirilmiş, aslı olmayan iftiralara, yalanlara, zulüm ve işkencelere maruz kalmış olsak da hala ayaktayız.
Azımsanmayacak kadar geniş bir kitleye sahibiz ve Ehli Beytin yolunda ilerlemekteyiz. Ayrılıkların körüklediği, Müslümanların birbirlerini ötekileştirdiği günümüzde daha aydın, daha cesur ve birbirimize daha sıkı kenetlenmemiz gereken bir dönemdeyiz. Bu dönemde gelişen olaylar karşısında ve üstümüze oynanan oyunlara artık bir dur demek, avazımız çıktığı kadar bağırıp sesimizi duyurmak, haksızlıklara, yozlaşmış düşüncelere dur demenin zamanı geldi de geçiyor artık.
Bırakalım şu bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışını çünkü bu gün sana dokunmayacağını zannettiğin yılan elbet senide bulup başkasına verdiği zararı sana da verecektir... Şimdiye kadar milletin beynini paslandıran, uyuşturan bu düşünceyi silmedikçe, geleceğin aydınlık günlerinin artık bizlerin olması gerektiğine inanmadıkça, beynimize zafer parıltıları yerleştirmedikçe önce kendimize sonra birlik ve beraberliğimize inanmadıkça bu yolda başarılı olamayız.
Beynimize yerleştireceğimiz "BEN DEĞİL BİZ OLMALI" bu mücadeleyi kazanmak ve güneşin bütün sıcaklığını alacağımıza inanmalıyız. Bize düşeni kavrayıp takdir ederek var gücümüzle çalışıp adil ve özgürlükçü bir gelecek için artık yola koyulmalıyız...